ERASMUS NEDIR? ERASMUS ISMI NEREDEN GELIR?



    Bir coğumuzun bildiği gibi ERASMUS Avrupa Birliği' ne üye ülkeler tarafından oluşturulan Avrupa ülkelerinin üniversitelerinden öğrencilerin geçici olarak farklı ülke üniversitelerine bir değiş tokuş yapılarak kabul edilmesi programıdır. Bu program kapsamı genişletilerek Avrupa Birliği'ne girmeye aday olan - Türkiye gibi- ya da Avrupa Serbest Ticaret Birliği'ne üye olan -Norveç, İzlanda gibi- ülkeler de dahil edilmiştir. Programın tafsilatı ile ilgili daha fazla bilgi internette bulunabilir. 

    Bizim burada üzerinde durmak istediğimiz konu programın adının neden Erasmus olduğu ve bu isim hakkında Türklerin -özellikle Türk öğrencilerin- biraz daha bilgi sahibi olmasına vesile olmaktır. Nitekim Türkler hakkında da bazı söylemleri olmuş bu rahmetli abimizin. 

    Erasmus'un tam adı Desiderius Erasmus'tur. 15. yy.'da Hollanda Rotterdam'da doğmuş - tam tarih 1465'tir ve bugünkü karşılığı lise olan o dönemki eğitimini de burada tamamlamıştır. Liseden sonra abimiz Augustin Tarikatı diye bir hristiyan cemiyetine katılarak rahip olmuş ancak biraz daha bilime yatkın biri olması sebebiyle geleneksel rahiplerden olmamış ve Paris'e sonrasında İngiltere'ye giderek eğitim almaya dönemin aydınlarından yararlanarak kendini geliştirmeye devam etmiştir. Öğrenci olarak sonrasında da eğitmen olarak Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde bulunmuş ve buradaki o dönemin üniversiteleri diyebileceğimiz kurumlarında yer almıştır. Bu Avrupa eğitim seyahatleri de  adının Avrupa Birliği tarafından kurulan Erasmus programına verilmesini sağlamıştır. 

     Erasmus abimiz bilime ve sanata verdiği önem ve hümanist oluşuyla bilinir ve tanınır. En azından internet üzerinden bulabilceğimiz bilgilerde bunlar sık sık vurgulanır. Fakat yeni okuduğum bir kitapta yazılanlar Ersamus'un o kadar da hümanist olmadığını ya da hümanistliği sadece Avrupa hristiyanlarına gösterilmesi gereken bir özellik olduğunu düşündüğünü gösteriyoru sanki. 

    Kitabın adı ''TÜRK İMPARATORLUĞUNUN PAYLAŞILMASI HAKKINDA YÜZ PROJE'' yazarı da ünlü Rumen tarihçi, devlet adamı Trandafir G. Djuvara. kitabın önsözünü yazan Djuvara'nın Paris'ten hocası olan Louis Renault - bu arada  kitap 1914 de yayımlanmış.

    Önsöz kısmında geçen bir bölümde ERASMUS'un şunları söylediği aktarılıyor:

'' Türkler geçmişleri karanlık yabani insanlardır''

''Hristiyanların varlıklarını sürdürmeleri için Türkleri yok etmek gerek''

Bana pek de hümanist bir yaklaşım gibi gelmedi bu. Adam gezmiş dolaşmış farklı ilim merkezlerinde öğrenim görmüş eğitim vermiş ama içindeki papazı değiştirememiş demek ki. Türklere karşı nefret söylemleri yapan güruha katılıvermiş. 

Siz ne düşünüyorsunuz?

    

Comments

Popular posts from this blog

Osmanlı dönmelerinin mezalimleri Samiha Ayverdi – Ne İdik Ne Olduk

Bir Düello Bir Suikast - Kazım Karabekir'in mücadelesi